Kıbrıs Türkü'nün toplumsal varoluş mücadelesinin en anlamlı direnişlerinden biri olan Yeşilırmak Direnişi’nin 43. yıldönümünü şerefle idrak ederken, bu anlamlı gün vesilesiyle halkımızın özgür ve egemen bir yaşama ulaşmasında ortaya konan fedakarlıklara ve yaşanan zorluklara dikkat çekmek istiyorum.
Bu anlamlı direniş, yıllarca bu adada Türk varlığının sürdürülmesi için verilen zorlu mücadelelerin ve Kıbrıs Türkü’nün bugünlere nasıl geldiğinin anlaşılması açısından büyük bir öneme sahiptir. Tarihimizde onurlu bir direniş olarak yerini alan Yeşilırmak Direnişi’nde, tüm zor şartlara rağmen vatan müdafaası uğruna halkımız canını ortaya koyarak, bir kez daha hiçbir esareti kabullenemeyeceğini tüm dünyaya ispatlamıştır. Yıllarca süren bu zorlu mücadelelerde halkımızın kararlılıkla sergilediği irade, Anavatanımıza olan inanç ve güven sayesinde Kıbrıs Türkleri kendi özgür ve bağımsız devletine kavuşmuştur. Bizlere düşen görev, Yeşilırmak Direnişi gibi tarihimize yazılan destanları yeni nesillere aktarmaktır. Kıbrıs konusunda bugün gelinen aşamada, gerçeklerin kabul edilmesi gerektiği, egemenliğimizden ve Anavatan Türkiye’nin garantörlüğünden asla taviz vermeyeceğimizin anlaşılması gerektiği düşüncesindeyim.
Bu anlamlı direnişin yıldönümü vesilesiyle, Kıbrıs Türk Mücadele tarihine adını altın harflerle yazdıran tüm Mücahitlerimizi, Gazilerimizi saygı ve minnetle, bu toprakları kanlarıyla vatan yapan Aziz Şehitlerimizi rahmetle anar, bu gururu paylaşan tüm halkımıza sevgi ve saygılarımı sunarım.